Sarnıç'a veda

Geç kalmış bir veda yazısı bu...

Temmuz ayının başında yazılmalıydı. Sarnıç Öykü’nün veda ettiğini okuduğumda.

Edebiyat dergilerinin ömrü vardır, bilirim. Böylesi tecrübelerim oldu, dergiciliğin nasıl dertli iş olduğunu yaşamış bir kişiyim. O yüzden şaşırmamak gerekiyor ama olmuyor işte. Yine de şaşırıyor, üzülüyor insan.

Sarnıç Öykü de geldi geçti.

Ocak-Şubat 2015 tarihli 21 numaralı sayısında, “İki Şiirin Arasında” ile beni kapağa taşmışlardı. Yazarın bir kitabının  merek altına alınmasının, her yönden çekiştirilip incelenmesinin değerini bilemezsiniz. ‘Boş yere öven’ değil, ‘inceleyen’ bir dergiydi Sarnıç. Hem o sayı için, hem de bugüne kadar bize kattıkları için çok teşekkür ederim.


Sarnıç Öykü, okuruna Neslihan Önderoğlu ve Faruk Duman ortak imzasıyla yayımlanan veda bildirisi şöyle:

“Sevgili okurlar, değerli öyküseverler, öykücü dostlarımız…
Sarnıç Öykü, 2012 yılının sonlarından bu yana aralıksız yayınlanıyor. Başından beri, her sayıda bir öykü kitabını dosya konusu yaptık; özellikle genç öykücülerin yeni kitaplarının okurla daha kolay buluşması için çaba harcadık. Öykücülüğümüzün ve öykü eleştirisinin gelişmesine katkı sunmak için çabaladık. Bu süre içinde tüm öyküseverlerin çok büyük, unutulmaz katkıları oldu. Burada adını anamayacağımız kadar çok isim var; hepsine tek tek teşekkür ediyoruz.

Ancak, özellikle renkli baskıyla artan maliyetler, dağıtım sorunları, bakanlığın kestiği abonelik vs. gibi bu ülkede her edebiyat dergisinin makûs talihi haline gelen sıkıntılar bizim de belimizi büktü. Bu nedenle artık Sarnıç Öykü’yü yayımlayamayacağız.

Yayına hazır olduğunu duyurduğumuz ve matbaada kalan son sayımızın odak kitabı, İnan Çetin imzalı Kureyş’in Kurtları’ydı… İnan Çetin’e, güzel söyleşisi, dosyaya katkısı bulunan dostlarımıza da çabaları için çok teşekkür ediyoruz.

Çok ama çok üzgünüz…


Saygı ve sevgilerimizle…”


EmoticonEmoticon